2 Aralık 2009 Çarşamba

ateşe benzer ölüm



deniz kızı hikayesi bu, paha biçilmez kaftan kaptanın sırtında
yüklemiş yükleri gemiye ve kaybolur geceenin derinliklerine daha saat gece yarısını bulmadan
ateşe benzer ölüm içimde bir nefes
beni çağırır kendine bu bendim üstü kapanmış karanlık altın bir kafes
sana sorulan bu soru ne cevaplar doğurdu bilemedin
zamanın tüneline uzanan yola vardım göremedin
geçen her gün sönsün gitsin
yolculuğa çıktık gökkuşağı sakinliğine gözleri kamaştıran bi
bulut hoppp kayboldu unut senin ne önemin var beyazların yüksekliği seni çepeçevre kaplar
bataklıklara batanlar ve bi köşede yan gelip yatanlar işte güya burası o yaşamak güzel denilen dünya....en büyük yalanı söyledin dostum.dudaklarını kapat..
kendime hapsoldum bir açtım bir soldum
güller halime güler olmuş derdim çok dostum yok
savrula savrula pesimistim kanlı bir ok sok çıkar
bu savaş nail sonucu kim ölü söyle kim sağ çıkar
hadi ihbar et beni artık popu katlediyorum hadi ihbar et beni seni toprağa atfediyorum...
gülbahar çiçekleri kalmamış koynunda kendine ihbar et seni artık seni sevmiyorum
çünkü altın denilen sukünete sahip ol ya başka bedene bürünme ya da kendinde kendin ol
at bi kenara dünyalık zevklerini kulağunu aç dinle :
çünkü dilleri kesilmiş insan taklidi yapmak isyanın en büyük golüdür.ve bizim amacımız bu
...suya değene kadar ateş soğur.her doğru cevabın yanlışını eteğinde doğurur...
kendime hapsoldum bir açtım bir soldum
güller halime güler olmuş derdim çok hüsra çok
savrula savrula pesimistim kanlı bir ok sok çıkar
bu savaş nail sonuncu kim ölü kim sağ çıkar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder