red eskisi gibi değil gözlerinde sürme elinde derme çatma bi bere
gider gönlünü götürdüğü makbere haykrır içten içe ve unutmaz, yüz tutmaz geçmişe
yeni ler eskiye kafa tutar oldu unutulan saltanatın son sultanı ve başladı eksi yeni destanı
kör topal sağır avazın çıktığı kadar bağır belki sesin ulaşır yankısı dönecek yere
haz al hayattan yoksa dert çağırır içine seni hapsedecek mahzene tutulacaksın bi köşede
kör insanların göz hapsine...
kırıldı goncası yüreğime eşlik eden dalın kabirime adımı yazın gömülsün toprağa kara
yazım ve san bir şarkı yazdımmm dünya gezisinde yolcuklukta hazım ağustosta sıcak kavurur üşür kızım güneş doğar titrerken
sazım...
karakışa direndi gönüller ellere diken batacakken güller süsler
mezarda yatan diriler ve ayakta duran ölüler artık eskisi gibi değiller olmadı olmayacak saf atık
sağa yatık harfler içimde bir bataklık ''ReD eskisi gibi değill artık!!!''
sen düz yolda yürü hediyeni al ve al nefes değerini ver gör gözüm nöbette bir nefer bu kaçıncı içimden dışarı sefer savur yapraklarım rüzgarımda sallanan bir yaralı martıya benzer
uzun bi yolun sonunda derin bi nefes çektim yine de direnbilmişim hey uyan ben geldim
ne engeller aşmışımda gelmişim bu raya trenim taşır vagonlar rayların bi sorunu var başka yükler alamaz arkaya katılan azdır kervanıma... unttt boş verr verdiğin sözler kasın hiç olmazsa yüzüm asık kalmaz sözümü tutamadım diye söz verdi unutacakmış anılarımızı ve beni...
sen düz yolda yürü hediyeni al ve al nefes değerini ver gör gözüm nöbette bir nefer bu kaçıncı içimden dışarı sefer savur yapraklarım rüzgarımda sallanan bir yaralı martıya benzer
15 Ekim 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder