17 Aralık 2009 Perşembe
bilemedim...
yüreğim bi garip tekler oldu ve sözcüklerim içimde boğuldu konuşamadım sesim akse tutuldu
gel biraz senle dertleşelim kalemim bugün biraz canım sıkkın bi kenara geçip ağlamaksa problem çözümse gözlerim bırak cevap vermeyimm sorularım boş kalsın .
uykusuzum devam etme arzum yine zirvede
yeni savaştan çıkan kalp bi hayli harbede
kapı ya bakar gözlerim canlanır şimdi bir hayal
zamansızım zararsızım
belki bu büyük aşkın içimdedir çaresi
aksa dönmüş gönlüme ilacı bahanesi
unuttuğum sandım hayalin gözlerimin içinde
bahar geldi dökülür yaşlarımın tanesi
derdim var adı yok gölgesine saklanmış bir kahraman
çöz hadi aşkını bulunamaz yok çaresi failin
şimdi deşme yaramı kalmadı dermanı halimin
aşkım eridikçe sönen mum sen dışında şamdan
bilemedim sevgilim
sensiz aşılamayacak duvarlar
göremedim sevgilim iki taraftan dolu şeytanlar
sorma senden çok sevdiğim biri hiç yokk yokk yok
zordayım hadi dön artık zordayım geri gel artık
bir hayal yarattım her gece köşemde oturur hayaline dalarım
oyalarım kendi boş bir palavra uğruna
uğrunda ezdiğim kendimi sen de hiçe saydın
sen kendinle savaş verirken ben hep arkandaydım
kastım var kendime gözlerim peri kapanır doğrudur
aydılığa karanlığım saklanır
gecelerim yavrudur
vur hadi göster kendini olmalısın daimi
yarına bir mektup bıraktım
ben meçhuller şairi ...
bilemedim sevgilim
sensiz aşılamayacak duvarlar
göremedim sevgilim iki taraftan dolu şeytanlar
sorma senden çok sevdiğim biri hiç yokk
zordayım hadi dön artık zordayım geri gel artık
zordayımmm.
13 Aralık 2009 Pazar
93 ün küçük haylazı
tabana kuvvet yeryüzünde yolcuyum yolumda yoldaşlarım var kimi yarıda düştü öldü
kimi acıyı derdi gördü kimi nuru gözünde kimi de yaşını dökmeden karanlığa söndü
gözüme suret tek seferde içine çeken hortuma gök mavisi kuşlarım kanat çırparken yakalanır tuzağa dur bedenim daha gidemem uzağa saklarım yarınımı tek kanatlı umuduma.
93 ün küçük haylazı tanımış bücürü yaramazı karamazov kardeşler
yalan olmuş sonsuza ucuza gitmiş sözlerim güneş boyar gözlerim derinden bir ah çektim
karışır küller enkaza..
ben bir yaşam küpürüyüm
sen bir hazan günüsün
inkar etme o da soba başında süs kedisi
siz uyumaya mecbur
onlar emekli bağkur , aradıkça bulunmaz
biz yarına bir meçhul.
kaybolduk sonunda yolun ayrılan kollarında
istasyonlarım karıştı
aştı aracım hız sınırını
geçti bedenim hak sırrını
sallanır şimdi kollarım da
ağacın kırık dallarında
güya bu maçta hakemdim kırmızı kartı kendime verdim
mutlu olmak tek derdim umutlarımı serdim yerle birdim
bilirsin red yoluna tek saf temiz yürek..
nakarat
gönlüm feyzal gecesi hüzün gülümün bi çıkışı yok bulunmaz çaresi ölümün
fizanım vahşet son karedeyim adım al manşet
ilk üstad hecesi aruz şiirin ben karalara adanmış yavru bir esirim
günahım laftan
batır beni hadi denizine kaptan
söz:red...
müzik: sgpkjmr
2 Aralık 2009 Çarşamba
şahMAt

ŞahhMAT
breh breh
kimler arapsaçına dönmüş kimler puff die sönmüş
kim gömülmüş toprağa kimler gitmiş uzağa ve sennn ne kadar uzaksın sana karalama kağıdım ve kalemim hicivvv gel artık be insafa
aklıma takılan sorularımı sana getirdim bi bak , çabam ziyana battı elde var hiç ...sıfır güzel sanıp gördüğüm rehalı seraplarım şuurun en gizemlisine bile parmak ısırtır
güzel güne muhtaç dün karşında ben gördüğün içimdeki ateşi savur
ve bir pelerine bürün tanımasın beni hiç uzak kalsın benden hep gece gündüz yapılacak tek iş işte bu rappppp.
bir sorun var yorumsuz bir yorum var sorunsuz kim haklıydı kim suçlu
cevap ver dudaklarım bir o kadarda kuşkulu anlama, yorulma git artık...kalbi duygusuz(duygusuz)
karart ışıklarını gecenin gözlerini bir kapat
sabah güneşi vururken ne güzeldir hayat
sonra akşam olur çöker içime bir hüzün
kayar elinde yıldızlar sinirlerin kat kat
billur yada bulanık
donuk yada mat
peşmekan perişanız hayat bizi kuyuya at
uyuyamaz gözler böyle yatakta rahat
vezirim şimdi düştü oyun biter ŞahhMAT
önce yoktum mucizeyle dünyalı oldum sonra duruldum bir nedenim var beni tekleyen
bir sevenim var aşkımı bekleyen
dünyalı dostum bi kulak ver önce duy beni nedir çelişki sonra çıkar feshet adaleti
şimdi fetreti devrana ekleyen
başlat 2 yi
taş at içinde kalan şeytana
yaşat çoşkuyu kalmasın gürültü de tantana
vasat durumumuz vasat yaz
hasat hayata tutma yas ilacı götür hastana
yanyana durduğumdun omuz verdik
biz canı cana kattık ölüme baş serdik biz
şimdi isyan eder bağırırım söyle hadi yoldan
dönen sen mi ben mi ha hangimiz...
onlarca ölüm dönüyor feleğin dişli çarkında
onca insan eriyor zulmün kanlı parkında
ne bir dur diyen var ne de açıkça bir duruş
her gidiş bir dönüşte hüsran taşır sırtında
öksüz kalmış benle tanıştım bir vahada
hayata anlattım içimde duran ben seni
bir bulamdım yolu bir eremedim rahata
koyun oldum bir sürüye katamadım ben beni
burası bir kış günü çığ düşmüş bir kasaba
burası yolları kapanmış bir köy bir kabusnem
bura yaşanır gezilir bura bilinirde bilinmez
anla artık dostum burası cehennem
önce yoktum mucizeyle dünyalı oldum sonra duruldum bir nedenim var beni tekleyen
bir sevenim var aşkımı bekleyen
dünyalı dostum bi kulak ver önce duy beni nedir çelişki sonra çıkar feshet adaleti
şimdi fetreti devrana ekleyen
ateşe benzer ölüm

deniz kızı hikayesi bu, paha biçilmez kaftan kaptanın sırtında
yüklemiş yükleri gemiye ve kaybolur geceenin derinliklerine daha saat gece yarısını bulmadan
ateşe benzer ölüm içimde bir nefes
beni çağırır kendine bu bendim üstü kapanmış karanlık altın bir kafes
sana sorulan bu soru ne cevaplar doğurdu bilemedin
zamanın tüneline uzanan yola vardım göremedin
geçen her gün sönsün gitsin
yolculuğa çıktık gökkuşağı sakinliğine gözleri kamaştıran bi
bulut hoppp kayboldu unut senin ne önemin var beyazların yüksekliği seni çepeçevre kaplar
bataklıklara batanlar ve bi köşede yan gelip yatanlar işte güya burası o yaşamak güzel denilen dünya....en büyük yalanı söyledin dostum.dudaklarını kapat..
kendime hapsoldum bir açtım bir soldum
güller halime güler olmuş derdim çok dostum yok
savrula savrula pesimistim kanlı bir ok sok çıkar
bu savaş nail sonucu kim ölü söyle kim sağ çıkar
hadi ihbar et beni artık popu katlediyorum hadi ihbar et beni seni toprağa atfediyorum...
gülbahar çiçekleri kalmamış koynunda kendine ihbar et seni artık seni sevmiyorum
çünkü altın denilen sukünete sahip ol ya başka bedene bürünme ya da kendinde kendin ol
at bi kenara dünyalık zevklerini kulağunu aç dinle :
çünkü dilleri kesilmiş insan taklidi yapmak isyanın en büyük golüdür.ve bizim amacımız bu
...suya değene kadar ateş soğur.her doğru cevabın yanlışını eteğinde doğurur...
kendime hapsoldum bir açtım bir soldum
güller halime güler olmuş derdim çok hüsra çok
savrula savrula pesimistim kanlı bir ok sok çıkar
bu savaş nail sonuncu kim ölü kim sağ çıkar..
17 Kasım 2009 Salı
isyanım VAR ulannn
tarifsiz tariflerim halim şükran
gelsene hayatım bin hüsran
çekerim silahı yok şakam
sustum susadım salıncakta sallandı serzenişlerim
kaldı içimde olsun direnişlerim yine benim
karakışa kış kış kollektif anımsaması hoş
perspektif durumumuz vahim olmayacak yedek planı hadi edelim aktifff
uzay yolculuğu mu yoksa uçtuğun halı haaa bilmeden kestin birden üzerine bindiğin uzun dalı
durduğum ipte cambazlar ayak titremesiyle durur ya sallar yollanmalı ya da içimde yollar sallanamalı isyanım var ulannnn hadi gelin üzerime saldırırın mahlas red kaldırımlarda kalanları kaldırın vardığım çizgide bir tavşan ve önümde bir kaplumbağa yalan ....tozlanmış hikayelerinizi hadi raflara kaldırın
döndü dünya isyanlarım bir devran
tarifsiz tariflerim halim şükran
gelsene hayatım bin hüsran
çekerim silahı yok şakam
sustu dilim artık içim bir katran
sende bul bir çare hadi bir derman
doğrudur razıdır halime
kalmadı düşlerin ve hatıran
Küs Bana İlham
gözümün nuru ruhumun gerçeğisin
senden ne kadar uzak dursam boş
karanlık dünyamın tek ateş böceğisin
kah durduk bazen senle özümüzle çatıştık
kah esen yelde bin ahenge karıştık
sen beni çostur ben sana tam gaz hadi
biz onlarla değil kendimize yarıştık
dün olanlar kötü ,kızma ama aman
elimden gelmedi yazamadım inan
şimdi söle hadi sen
içimde yanan ilham
şu an barıştık değilmi '''''!!!!! barıştık!!!!'''
Yoksun... şimdi
tez gel kalmadı yüreğimdeki sevda
kalın bir defter içerisi sözcükler
neden ağlarım nedeni yok hiç sorma
unut demiştin ya unuttum şimdi
kollarım içinde bak sen yoksun şimdi
dindi gözlerimde derinden yaşlar
sevgin karanlığnda kaybolsun şimdi...
11 Kasım 2009 Çarşamba
sus ama k....
küçük bir çocukken red, büyümek bir kıstasta
yas tutmak pas tutmak haz kasmakta
elimde şimdi kırılmış bir kalbimle dururum
unuttuğum hatıralar umutlarımla yatmakta
söyle şahlar atların ayaklarına mı takılı
böyle laflar kulağımda uzun bir sarkıntı
öyle sarhoşum ki boğaz manzarası gönül
kuruntular beyaz olmuş bedenimi gömdürür
taslaklarıma kuşuçumu gözyaşlarımı doldurdum
ıslaktım ve terkedilmiş bir kafes kurdurdum
gece nöbeti devralırken karabasan
yatsan gözde cin bakış bir terane yatmasan
rengine ya da ahnegine kapılmış bir sevda
darda kalbim odası yokluğun ziyan merda
hayat anlata anlata bitiremedim seni
kaybolduğum bu denizde kurtaramam kendimi
hadi anlat aydınlat ruhumu
huşum bir kafes içinde uçurdum kuşumu
bu terki mağruz harabe turnikesi nezane
tek nefesle son ver yap şu altın vuruşu
son adımda dört duvar imdadımda adım var
hayat çzidiğim resimleri teker teker karalar
yaralar kerme bağlar en derinden inceye
bu bahar kesimleri kış larımı kovalar...
sus gözlerimin içine bak
belki ağlamakla geçer kışlar
sus duyularım la kör batak
düzenlenir içimde cehenneme yarışlar
rıhtıma bakar gemi içinde gerçeklerim
elimde bahar çiçeklerim umut gözyaşlarım vardı
zevk de bir hoş aldı yüreğimde
kaybolurken sessizliğim kendi baharında
uykuya daldı
sen sen diye çarpar oldu bu yürek
sensiz sızısı geçmeyecek
en güzel armağan sıcaklığın hissetmek
sanırım bu huşum ölene dek bitmeyecek
gönül defteri, ortası çizik bir hal olmuş
: insan nesli: meçhulünden solmuş
:zaman halsiz düşmüş kötülerle uğraşmaya
:ve bende gidiyorum bendeki beni taşlamaya
red yoruldu anlatmaktan anlamaya çalışan az
haz duyarken üzüntü düştü gamım titrer saz
palazım gökkuşağım renklerime ayır beni
senle içim bir ateş sensiz dünyam ayaz
ateşime körükle gel yüreğimin sade süsü
hayaline aşk ettiğim bu ömrümün törpüsü
ateş cenkte ölmek dudakların son sözü
bana sensiz bu sevdam kanlı mezar örtüsü
sus gözlerimin içine bak
belki ağlamakla geçer kışlar
sus duyularım la kör batak
düzenlenir içimde cehenneme yarışlar
5 Kasım 2009 Perşembe
isyaname
hüzünüme hep kahrederim işte buradayım son duraktayım
hiç üzülme güzelim ben içimde hallederim
dilimle isyandayım
çizildiğim her tablo hatırası sen den özün yansır aynama kalmadı sonra izi kayboldu engin çizgi binbir gökkuşağı ve ezgi
sen nerde kalsan içinde bir uhte bir boşluk var içimde akse uyan duyduğum sesler kırıntılar
vücudum bir deniz tuzlarım ben de kalmadı tozlarım arkamda beni itekler hayaller ve gerçekler
sözlerim kulaklarımı gıdıklar ileriye atar bir adım daha ayakalarım ve senn hoşgördüm benden çıkardığın sevgilere bi başka senye görüşmek üzere kumandanı olduğum bu gemi alaborada sensizlikte kulaç atarken sahile ulaştığımda elimde kalan son umutlarım ve haykırışlarım unutuldum ama unutmadımm
ellerime bağlı kaderim şimdi bir köşede senden durur çok uzaktayımm
hüzünüme hep kahrederim işte buradayım son duraktayım
hiç üzülme güzelim ben içimde hallederim
dilimle isyandayım
23 Ekim 2009 Cuma
MEtanet
kalan gideni düşlesin... solan açanların habercisi yanan her mum gelen yatsının geriya kalan müjdecisi yardım elini uzat bir iğne vur kurtar beni hüzün uçsun yerine mutluluk hormonu dolsun senin düşünle canlanan odamda bahar çiçekleri açsın kaçışsın karabasanlar çünkü benimde bir sebebim var bir sevenim var,
unutulsun eski hatıralar.. kanar orta yerinde yaralar bura vahada bir yerdi red son kelimelerini dizeye serdi..
koşa koşa geldim vesselam son durak uğurlama
yetiştim bir elveda eli salladım arkada yollar isterikli yolcu eli mendilli
taşıyıcı stressler dolar birden boşalır sevgiiii germe lan içim dışımda ben adımla savaştım hep çukura düşen karanlığa iyi bi sövmüş gerilmiş kablolarım içimde yapılan yapılar ölmüş ve her bir hücrem safdışı içimde ''ölüm''ü görmüş
derman için bir deve yolda gider nereye çölde kaırşır tozlar sam yele takılmış son etapta atletim son engele her biri yolda engebe yollar sonu hergele...
nakarat
dur metanet benden payını al git
cesaret senle işim kallamdı
sev adalet olsun yüreğinin kuşu
pertev ... kuşku
16 Ekim 2009 Cuma
düşüncelerimdesin...
İster özeleştiri ister yalan de bu bir kampanya
2 alana bir bedavasından değil bir seversin bin yanarsın kumpanyası
Ah o yıllar dedin mi hiç ben demedim. Gizlice içimden söylediklerimi
'karıştırmazsan eğer'’ ben ah o sensiz yıllar dedim.
Yanakların kırmızı pembemsi hal aldığı zamanın gözüme geliyor'
bir tabloda istediğin renkle istediğin resmi yapmak gibisin,
ne kadar boya döksem yine sen yine o eşsiz kalp atışlarım...
sitem ettim aslında senden uzak durduğum anlara
bir gün çıkıp böyle bir duyguya girecek deseler inanır ama
sevmezdim böyle bir mavinin yeşil tonuna kırmızı çalan renk cümbüşün heyecanına gözlerime hapsetmeyi göze
alamazdım kıyamazdım sevmeye!
artık kendimi bir rahibe gibi hissediyorum senin vuslatını bekler gibi,.,
artık kendimi nazım gibi hissediyorum bulut üstü kelebekler gibi,
artık kendimi hissetmiyorum dün doğup yarın ölecekler gibi...
trafiğe girmiş bir arabanın işe yetişmesi gereken sahibinin sinirinden
temiz yolda sabit hızlı giden araçlara döndüm rahat ve umursamaz...
kendimden bir nedenle geçmek istemiyorum biraz bencilim kusura bakma...
geçtiğim zaman bende bulunan değerlerinden de geçmiş olacağım
hayalinin bile kaybolması bana yaşamaktan beter...
yeter artık red..
''düşüncelerim olsan düşünmeye kıymazdım ‘’
‘’düşüncelerimdesin kıyamıyorum seni bir an unutmaya…
15 Ekim 2009 Perşembe
RED eskisi gibi değil artık
gider gönlünü götürdüğü makbere haykrır içten içe ve unutmaz, yüz tutmaz geçmişe
yeni ler eskiye kafa tutar oldu unutulan saltanatın son sultanı ve başladı eksi yeni destanı
kör topal sağır avazın çıktığı kadar bağır belki sesin ulaşır yankısı dönecek yere
haz al hayattan yoksa dert çağırır içine seni hapsedecek mahzene tutulacaksın bi köşede
kör insanların göz hapsine...
kırıldı goncası yüreğime eşlik eden dalın kabirime adımı yazın gömülsün toprağa kara
yazım ve san bir şarkı yazdımmm dünya gezisinde yolcuklukta hazım ağustosta sıcak kavurur üşür kızım güneş doğar titrerken
sazım...
karakışa direndi gönüller ellere diken batacakken güller süsler
mezarda yatan diriler ve ayakta duran ölüler artık eskisi gibi değiller olmadı olmayacak saf atık
sağa yatık harfler içimde bir bataklık ''ReD eskisi gibi değill artık!!!''
sen düz yolda yürü hediyeni al ve al nefes değerini ver gör gözüm nöbette bir nefer bu kaçıncı içimden dışarı sefer savur yapraklarım rüzgarımda sallanan bir yaralı martıya benzer
uzun bi yolun sonunda derin bi nefes çektim yine de direnbilmişim hey uyan ben geldim
ne engeller aşmışımda gelmişim bu raya trenim taşır vagonlar rayların bi sorunu var başka yükler alamaz arkaya katılan azdır kervanıma... unttt boş verr verdiğin sözler kasın hiç olmazsa yüzüm asık kalmaz sözümü tutamadım diye söz verdi unutacakmış anılarımızı ve beni...
sen düz yolda yürü hediyeni al ve al nefes değerini ver gör gözüm nöbette bir nefer bu kaçıncı içimden dışarı sefer savur yapraklarım rüzgarımda sallanan bir yaralı martıya benzer
13 Ekim 2009 Salı

ESKİ YENİ DESTANI
yalnızlık adımı kitabımdan öğrenmiş
ve en son güller yetişen bahçeyi ayrılık otları bürümüş
ve ben hırssızlığıma ritm tutan cesaretimi avcum içinde ezeceğim
düşmanlırımı ilkel empatisine başvurmuş halde sakinliğini bırakmışım
yıldırım akşamlı bi saatin ilk dakikalarından hazin sonu belli ve engin düşüncelere
dalmış umursamaz.,.red ellerinde bir sıcaklık hissetti heralde (aksine) :,
unutmaya çalışan cümlelerin kalple çatışır şekildemeydan okumasının
dayanılır hafiflğiydi bu . Zordu ama aşılır, tan yeline karşı seni düşünmek!
ilk amacına ulaşmış kamplumbağaların deniz aşırı umuduyla bir gülmek imkansız gülmek kolay ama durduğum boşlukta önüme ışık tutan kör gaz lambalarının cezasını kestim
artık önümü kendi karanlığım aydınlatıyor (hiç olmazsa) yorulan yüreğim aman dinlemez
mezarda yatan diriler ve ayakta duran ölüler artık eskisi gibi değiller olmadı olmayacak...
''ReD eskisi gibi değill artık!!!''
GÜNAYDIN
damga vurukan pulsuz mektuplar kadar umarsız kah estiği tarafın rüzgarıla üşüyen kah yandığı ateşin kralına baş eğmeyen ruh hali sarar bedeni, eller arasında kalan son düşünceler üstü aşka dair şuanda takip edilen ve köşeye sıkıştırılma korkusuna kapılmı altı üstüde bir beklentinin kavşağından dönüyorum.niyedir bilmem depresif bir karakteri aksine çizgi roman zombilerine ait kan kusacak dizlere sahibim. zaten adı gereksiz duygularım beni kendine esir etmedi ama etkisinden kurtulması zor olan tek duygumda aşktı.acı hissettim sancıya dayandım gğcğmğ hep sevgiden aldım uzuvlarıma nakış nakış işlerken aşkın ince sanatını hep bitsin die bağırdığım sonunu ''eşşek gibi bildiğim '' rüyamdan uyandım.Günaydın ReD
gece kabus mu gördün?-- Galiba o durumda; neyse uyandım sonunda...
8 Ekim 2009 Perşembe
3 ses ''gel'' diye çağırdı
bu yana bu bedene
ateşimde bir soğukluk hissettim
hemen (hemen) üzerime yalnızlığı aldım
resimlerinle ısındım sokuldum sensizliğe
bir an bir an adını andı dudaklarım
neydi bu ya aşk mıydı kanımdaki şehvet
içimdeki bağırmak hissi fısıldıyor seni, bir bahar rüzgarına
kış gününde elmas tanelerinin bana yansıdığı zamanda
sakladı benden ama niye hiç bilemedim
sevdim be güzelim bende sevdim
gecelerin gaz lambasında bir kelebeğin son nefesinde bir umudun son parçasında gözlerinin uçurumunda aşık oldum ben sana!!!
(bu tipik anadolu çoocuğunun hikayesi ne uçlar bitirir
her geçen gün damarlarım (''sen'i aşkını) yitirir...)
7 Ekim 2009 Çarşamba

YAR_I SEVDA
Çabuk oll bak sınırda patlayacak ateşim
artık dilim sustada vücudum hissetmiyor
gülüşünle aydınlanır gece gündüz güneşim
bırakmadı ruhum aşkın beni terketmiyor
Susuz kalsam çöllerde ölüm bile nafile
bu yolda yürüdüm bak elimde meşale
gözle görünür aşk_ı fünun izin vermez eşgale
hadi gel artık (bir cevap) bu gönül sabretmiyor!
umuttu ilk adımımın zaviyane seyircisi
buluttu red bu rüyada yalandı gerisi
bir sevda yangınında kül olurken dizelerim
isterdim ki göreyim seni bir daha bir daha seveyimmm...
canlandı birden duvara çakılan bi çivi gibi ruhum
ateşine ateşle karşılık verdi
sevgi için belkide yalan içindi
niçin solmadan durdu dalında güller ise
sustu kursağımda o vakit takılan bülbüller ise
sende anlamışsızdır sana kalkan bu gemi
çoktan kayboldu köpükleriyle limanımdan denizlere
yollarda engeller vardı yok değil
kömürler bitse giysiler yakılacaktı o anda
ulaşacaktı sana san gemi ister gündüz ister karanlıkta
ilgisine kurban olmuş gözlerin sessiz vuslatı gibi
bizlerde onu bekleyen rahibe değilizki !!
aşık olmayalım...
gözlerimizde yaş yok değil sefil değiliz hiç sanma
haber aldım canandan gemi görünmüş ufukta
sevin di diye haykırdım benim adıma şafaklara
hani demiştim ya ''hazin kız'' olgularıma aşığım
meğer ki gönlümü bilmeden sermişim
uzak okyanuslarda engin görünen alçaklara!!!


